İnsanoğlu on binlerce yıl süren bir evrimden sonra bugünkü durumuna ulaşmıştır. Hatta bu evrim süreci günümüzde de tam hızıyla devam etmektedir. Değişen hayat şartları ve alışkanlıklar bu evrim sürecini yakından etkilemektedir. Değişen alışkanlıklarımızdan bir tanesi de beslenme rejimidir. Beslenme biçimimizin değişmesine bağlı olarak daha fazla yumuşak gıdalar tüketilmekte, bunun sonucunda daha az dişe ihtiyaç duyulmakta ve diş sayısında bir azalma meydana gelmektedir. Birçok kişide 20 yaş dişlerinin eksik olması veya bu dişler dışında yan kesici dişler veya 2. küçük azı dişlerinin de bazı bireylerde bulunmaması tamamen yaşanan evrim sürecine bağlıdır.

Çene kemiklerimizde bu sürece uygun olarak değişim göstermekte ve küçülmektedir. Bunun sonucunda da 32 diş kendileri için gerekli olan yeri her zaman bulamayabilmekte ve dişler olmaları gerektiği şekilde değil yer bulabildikleri şekilde gelişmektedir. İşte ortodontik tedavide bu noktada devreye girmekte ve çapraşık dişlerin doğru konumlanmasını sağlamaktadır.

Genel olarak dişlerdeki çapraşıklıkların sadece estetik görüntüyü bozduğu düşünülmektedir. Ancak bu eksik bir bilgi olup, çapraşık dişlerin ağız ve diş sağlığı üzerinde birçok olumsuz etkisi olabilmektedir.

Ortodontik bozukluğu olan bireylerde;

-Öncelikle çiğneme fonksiyonu olumsuz olarak etkilenmektedir.

-Çapraşık dişlerin aralarında daha fazla yiyecek birikmesi olur ve bunların temizlenerek ortamdan uzaklaştırılmaları daha zordur. Sonuç olarak ağız hijyeni bozulur, çürüğe meyil, diş eti hastalıkları riski artar.

-Çene ekleminde (temporomandibüler eklem) sıkıntı ortaya çıkabilir.

-Normal konumlarında olmayan dişler bazı seslerin çıkartılmasında sıkıntıya sebep olabilir, konuşma problemleri yaşanabilir.

Ortodontik tedaviler;

-Dişlerin dış yüzeylerinden uygulanan metal veya porselen braketler ile,

-Dişlerin iç tarafında uygulanan görünmez telller (lingual ortodonti) ile,

-Hareketli apareyler ile,

-Şeffaf plaklar ile uygulanabilmektedir.

Ortodontik tedavi aktif ve pasif olmak üzere iki dönemden oluşmaktadır.

Aktif ortodontik tedavi vakaya göre değişmekle birlikte süresi ortalama 1-2 yıl arasında değişen ve ağızda braket ve tellrin bulunduğu dönemdir. Pasif ortodontik tedavi ise; ortodontik tedavi ile elde edilen durumun korunması için yapılan uygulamaları kapsamaktadır. Pekiştirme dönemi adı verilen bu dönemde dişlerin arka yüzeylerine yapıştırılan ince sabitleme telleri (retainer) veya şeffaf pekiştirme aygıtları veya her ikisi birden kullanılmaktadır.